BAŞKAN

Ergül AKÇİÇEK

KEMALPAŞA
Belediye Başkanı

 

Site Haritası
Takvim
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam25
Toplam Ziyaret543548
KEMALPAŞA (NOĞEDİ/MAKRİALİ)’NIN TARİHÇESİ DÜNÜ VE BUGÜNÜ
 
   ‘Trabzon Vakayinamesi’nde söz konusu yerleşim  yerinin ismi bir yerde  ‘Makrosegialos’,  sonrada ‘Makregialos’ olarak geçmektedir.(1) Aleksandre Gamkrelidze’ ye göre “Makros- Aigialos “ Yunancada ‘Uzun sahil’ anlamına gelmektedir.  Ama yerli Laz-Gürcü isminin Yunanca şekli de olabilir.’ (2)

   Bir başka düşünceye göre Makriali Megrel-Makronlar’dan kaynaklanan bir yer ismidir.

   Lazlar Makriali’ye Noğedi derler. ‘Noğa’ kelimesi Lazcada ‘Çarşı’ anlamına gelmektedir.(3) Muhammed Vanilişi ve Ali Tandilava’ya göre Noğedi’nin adı Osmanlılarca 17.Yüzyılda Makriali olarak değiştirilmiştir. Bugün ise Kemalpaşa denmektedir.4

   Kesin bir bulguya raslanmamakla birlikte İÖ 3. Binyıldan beri yerleşim alanı olduğu sanılan yöre İÖ 8. Kimmer istilasına uğradı.(5)

    Kolheti ; İberia, Roma, Pontus, Lazika(Egrisi), Fars ve Bizans egemenliklerinden  sonra Gürcü Kralı IV. Bagrat 1046’da Hopa ve Çevresini Bizanslılardan almış. İuri Siharulidze’ye göre buralar Kral Davit Ağmaşenebeli (1089-1125)zamanında  da Gürcüstan’ın bir kısmı idi.  Aksi taktirde 1116’da Abhazya’dan Tao’ya  giden kral Hopa üzerinden geçemezdi. Kral Davit 1120’de de buraya gelmiş.(6)

   1204’te Kraliçe Tamara Trabzon İmparatorluğu’nu kurdu. Kesin bir kanıt bulunmamakla birlikte Karadeniz Ereğlisi’ne kadar ilerleyen Batı Gürcüstan Ordusu’nun Noğedi üzerinden geçme olanağı büyüktür. Hem de M. Vanilişi ve A. Tandilava’nın bilgilerine göre Kraliçe Tamara’nın ismi Lazların yer adları, masal ve hikayelerde yer almaktadır.

 ‘Trabzon Vakayinamesi’nde birkaç yerde Makriali’den  bahsedilmektedir. Örneğin orada Haziran 1367’de büyük bir düğün yapılmıştır. Gürcüstan  Kralı Büyük Bagrat (1360-1393) Trabzon İmparatoru ııı. Aleksi (1349-1390)’nin kızı Anna Komnenos’la Makriali’de evlenmiş M. Panaretos’un bilgilerine göre Makriali’deki düğüne Trabzon İmparatoru ve eşinin dışında hem karadan hem denizden ordu da gelmiş. 8

            On sene sonra Ağustos 1377’de Makriali’ye  Trabzon’a kraliçe olmak için giden Gürcü Prensesi Gulkani gelip bir günlük bu köyde kalmış.(9)
           
   ‘Trabzon Vakayinamesi’nde Makriali ve çevresinin ve çevresinin Gürcistan’a mı Trabzon  Devletine mi ait olduğu açık bir şekilde ifade edilmemiştir. Ünlü Gürcü tarihçi Zurab Avalişvili’nin  düşüncesine göre Trabzon’dan daha büyük ve güçlü Gürcistan’ın kralı kendi nikah törenini bir başka ülkenin topraklarında yapmayacaktı.(10)  Bu düşünceyi Lazca’nın Hopa Şivesinde diğer şivelerine göre daha fazla Gürcü asıllı kelimenin bulunmasıda güçlendiriyor.

   1461’de Osmanlılar Trabzon’u fethettiler Samthe Atabagi Kvarkvare 1465’ te Rize Gonio arasındaki toprakları Kahaber Gurieli’ye devretmiş.11 Daha sonra bu topraklar Atabagi ile Gurieli arasında çekişme noktasında olmuştur. Osmanlılar 16.yüzyıl içinde İmereti Kralı ııı. Bagrat ile Mamia Gurieli arasındaki çekişmelerden yararlanıp Rize-Gonio arasındaki  toprakları ellerine geçirmiş oldular

   Yavuz Sultan Selim’in Lazistan seferleri üzerine söylenmiş önemli öyküler Lazlar arasında günümüze kadar söylenegelmiştir. Örneğin: ‘Padişah askerleriyle birlikte Trabzon’dan hareketle Melo’ya dayandı. Melo’dan savaşa savaşa Gonio kalesine indi. Kaleye üslenmekle  Arhavi, Viçe, Atina, Hopa Gonio, Batum, Çhala, Beğlevan, Noğedi (Makriali), Sarp kent ve köylerini abluka altına aldı. Savaş üç ay aralıksız sürmüş. Sonunda bir anlaşmaya varmışlar.12
 
  Padişahlığından önce Trabzon’da valilik yapmış olan Yavuz Sultan Lazların özgür bir yaşama alışık olduğu ve halkın karakter  yapısı bildiği için burada özel bir derebeylik sistemi konmuştur. Derebeylik sistemi  1520’lerden 1820’lere kadar 300 sene gibi çok uzun süre devam etmiş.  13

    Yöreye Osmanlılar girdikten sonra Müslümanlaştırma süresi başlamış Müslümanlaştırma süresi çok uzun yaklaşık olarak 300 yıl sürmüş. 1614’te burayı gezen Fransız misyoner Lui Granji’nin bilgilerine göre Lazlar atalarının kurdukları düzeni ve  Hıristiyanlığı korunmak için mücadele ediyorlardı. Birçok laz kendi  evini terk edip Gürcistan’ın içi kesimlerine yerleşmiş.14  Bugünde  Gürcistan’ın bir çok yerinde Laz asıllı soyadları (Lazişvili, Lazaşvili Tuğuşi, Halvaşi, Caşi, Çanişvili, Çanturia,Çankotadze, Çanturişvili, Çanukvadze,  İnaşvili vs ) taşıyan binlerce  insan yaşamaktadır.Geçmişte yöreden Gürcistan’a gidenlerin dışında  Gürcistan’dan buraya göç edenler de olmuş. Örneğin yörede yaşayan ve Maneloğli köyü ve maneloğli-Tskari’ye adı veren Maneloğliler (Bugün Lokumcu Soyadı Taşırlar ) Kobuleti (Çürüksu)’den gelmişler.
      
   1753’te İmereti (Batı Gürcistan ) Patriğine bağlı Hopa Piskoposluğu kaldırılmış. Hopa’nın son  piskoposu olan Pilimon Osmanlılardan kaçıp İmareti’ye sığınmış.15

   18.yılın ünlü Gürcü bilim adaı Vahuşti Batonişvili’ye göre o dönemde  Lazların çoğu Müslümanlaşmış, ancak küçük bir kısmı Hiristriyan olarak kalabilmiş. 
                                                  
Gürcüce de biliyorlarmış.16
1870’li yıllarda Doğu Karadeniz’i ziyaret eden Giorgi Kazbegi’nin izlenimlerine göre “Lazistan toprakları, Kemer Deresi (Demirpalo) ile Makriali arasındaki dar Karadeniz kıyı şeridini kapsamaktadır… Onlar asil Lazlardır. Lazca konuşmaktadırlar. Giysileri Acara  ve  Guria benzeridir. Hepsi Müslümanlaştırılmıştır. 17 ” Hopa ve Makriali Vadisinde Lazlar onu sıcak karşılamışlardır. Kazbegi’nin değerlendirilmesine göre  Hopa Makriali’de konuşulan Lazca Megelceye çok benziyor.Din farklılığına rağmen vbu ınsanların  Megreller ve Rumlaşmış Lazlarla çok yakın  ilişkileri  varmış.18

   Dimitri Bakradze   1873   yılında arkeolojik araştırmalar maksadıyla Guria ve Acara’ya gitmişti.1860’tan bu yana dostu bulunan Hasan Ağa Muradoğlu ile orada yine buluşmuştu.  Hasan Ağa, Bakradze’ye bu  karşılaşma sırasında Makriali hakkında da  bilgiler aktarmış.Hasan  ağa’ya göre Makriali ve limani köyleri  limanı köylerinde yaşayan Zumbaialar ve Manelişvililer Laz beylerinin torunlarıdır.19 Yerlilerin anlattıklarına  göre Zumbaylar abhaz asılı, Manelişvililer ise Gürcü asıllılardır. 

    1877 yılında Osmanlı-Rus Savaşı patlak vermişti. Çok çetin mücadele sonunda bu savaş Rusların zaferi ile sonuçlandı. 1878 Berlin Anlaşması ile barış imzalanmış  oldu.Anlaşmaya göre Ruslar Kars,Ardahan ve Batum’u Osmanlılardan aldılar. Bu topraklar arasında Sarp Köyü ile Limanı yakınlarındaki Kopmuş’a kadar sahada 16 köy de  vardı.20

    1890’lı yıllarda bu bölgeyi ziyaret eden Zakaria Çiçinadze’nin verdiği bilgilere göre buradaki Laz köyleri şunlardır.

     Dakvara Köyü, 15 hanelik (Eskiden daha fazlaydı.) Ama Rus işgali sırasında çoğu köylerini terkedip   Osmanlı Lazistan’ına gitmişlerdir.) ohordia Köyü 20 hanelik kortaneti 25 hanelik,Beğlevani  40 hanelik , pançureti 25 hanelik ,sumcuma 45  hanelik mamanati 30 skuri 15 hanelik Makreti 45 hanelik Mağraveti 29 hanelik, Maçati 20 hanelik Gabiela 15 hanelik ,Düzköy 60 hanelik,sarpi 40 hanelik limani 30 hanelik Makriali (Noğedi) 80 hanelik ve nüfusu  önemsiz düzeyde birkaç köy daha ,burada saymadığımız. 21 Göründüğü  gibi  Makriali o dönemde bölgenin en büyük köyü idi.
           
   Osmanlı döneminde Makriali  Arhavi kazasında yer almaktaydı.Yörenin Rusya’ya  bağlandıktan sonra Makriali merkeze dönüştürülmüştür. Merkeze 11 köy bağlanmıştır.     Bu köyler : sarp, sumcuma( bugünkü Üçkardeş) ,şana (kaya) ,makriali (Kemalpaşa),        Çançhara (Çamurlu) Köprücü, Soveli, Kuliganisi, Liman (Liman )Manel-oğli (Dereiçi) Hemşin.22

     Yöre 1.Dünya Savaşı ve sonrasında Ruslar, Osmanlılar, İngilizler ve Gürcüler arasında el değiştirse de 1921’de Türkiye’ye bağlanmıştır.

    1930’lara kadar yörede en çok mısır ve pirinç üretiliyordu. 1930’larda Ziraat Umum Müdürü Zihni Derin’in gayretiyle Rize’de çay üretimi başlamış Demokrat Parti zamanında sistemli bir politikayla teşvik edilmiş. Çay Doğu Karadenizi’in ana gelir kaynağı olmuş.23

      31 Ağustos 1988 günü açılan Sarp Sınır Kapısı bölge yaşamına yeni bir canlılık katmıştır. Ama hareketliliğin merkezi Sarp’ın hemen yanındaki Kemalpaşa değil 19 km güneybatısındaki Hopa olmuştur.

   Kemalpaşa’da   Belediye ilk ve ortaokul 1 devlet ve birkaç özel çay  fabrikası mevcuttur.

   Kemalpaşa’da başlıca ekonomik etkinlikler Tarıma dayalı Sanayi ve Ticarettir.

   Küçük ama verimli topraklarda çay, fındık, çok az miktarda elma, armut, turunçgiller ve çeltik yetiştirilir.Mısır ekimi yerel tüketime yöneliktir. Son dönemde kiwi de yetiştirilir.

    İklim hemen hemen mevsim yağışlıdır. Bitki örtüsünün iklime özdeş bir yapısı vardır Nem oranının ve havanın yağışlı olması bitki örtüsünü gür ve çeşitli kılmıştır. Kıyıdan  400-600 metre yüksekliğine kadar olan yerlerde çay bahçeleri bulunmaktadır.24

      Kemalpaşa’da Lazlar ve Hemşinliler yan yana yaşamaktadırlar.Son zamanlarda genel kentleşme ve büyük şehirlere göç nedeniyle Lazların sayısı azaldı.Hemşinlilerin  sayısı ise arttı. Bugün Kemalpaşa’nın nüfusunun yaklaşık %60’ı Hemşinli, kalanı ise Lazdır.Az sayıda Gürcü , Kürt ve Türk de var. Hopa’ya bağlı Kemalpaşalılar ilçe olmak istiyorlar. Ama bu yöndeki çabalar bugüne kadar bir sonuç getirmemiştir.

      Kemalpaşa’da siyasi eğilim genelde sol. Bu yüzden yörenin bir başka adı da “Küçük Moskova”

       Birçok Kemalpaşalı genç Gürcüstan ‘da eğitim görmüş yada şimdi de görmektedir.Ayrıca Gürcüstan’a çalışmak için gidenler de yok değiller. Hudutlar açıldıktan sonra bir çok Kemalpaşalı sınırın ötesindeki  akrabalara da kavuşmuş.

 Yörenin yer adları şöyledir.

  Kemalpaşa (Noğedi/Makriali) Mahaleleri: Ağapeç Opute/Ofute  (Sonbaylar Mahallesi), Skibuli/sovili(Selimiye), Çita/Makriali/Çita Noğedi(Koha Mahallesi), Halbaşi(Kibaroğlu Mahallesi),    Kvadidi. Skibuli’nin yerleri: Potra Tskari, Uçkeipuna Poteliti Kvatahei, Ğinkiti Çebooğlaş/Çebooliş, Kona Hçeşona, Cangahur Mazraasi, Kuli Mazraasi. Çay: Makriali - Tskari   Karaosmaniye (Kuliganisi)  Liman (Limani) Mahallesi .Mtskoşi Sirti Yerleri Badiş Kona Gaçaş Koni, Dingiş Duzi, İkinci, Kva, Karaliş, Duzi, Karağaşiç, Duzi, Loboda, Maniaketi, Muraş, Duzi,Jilengele, Sanakati/Sinakati, Çita Duzi, Hçeşona.

 
Dereiçi(Maiskiopute/Maeskifute/Maiskiopte/Maneloğli) Yerleri:Gyubeği İlaeti/İlaati, Kakalepuna, Kitraiti, Makarona/Makakona, Mele, Mollaloğliş Çereme  Nobinceni, Yamağişi Çereme, Oisiye, Omkiye, Papuloğliş Çereme, Uçaşepuna, Paraça, Poteliti, Ğupunoğliş Ocaği, Çhona, Tsapaşi Çereme, Çerkezin Ofute/Çekeş Opte, Halbaş/harbaş, Ofute, Hamçeduli Çay:Maneloğli-Tskari 25
Osmaniye
 
 
 
Sarp (Meleni Sarpi) Yerleri: Çayşpici, Atoaği, Rakani, Ohvame, Konakru, Cevizdibi Cevizdibiştepe, Meleni Buruni, Cgiriolasirti, Mtsulepuna, Papati, Ğavra, Eksavati,Ğevra,Komurduzi, Oçinahuşopute, Didi Megza, Çita Megza, Komurkona, Merze Sarpi (Sarbalaz-Mazraasi) Çay :  Ğaldidi.26  Üçkardeş (Sumcuma).
Köprücü Mahalleleri : Armutduzi,Esentepe, Halbaşi, Hemşilli Kö. Yerleri: Baniki, Batshana, Gubi, İnçkale, Kazarma, Mağara, Okohule, Çaneti, Hacioğliş Dağı, Cefuka. Kayaköy ( Şana/ Pşana/ Mşana). Şana Mazraasi Çamurlu (Çançahuna / Çançhara) Kazimiye ( Hemşilluği)
 
     Artvin Valiliği’nin verilerine göre Kemalpaşa ve çevresinde 1990-1997 Yılları arasında nüfus        
    durumu şöyledir.

Sıra    

No

 

1

 

 

2

 

 

3

4

 

 

5

 

 

6

7

8

9

10

11

12

13

 

 

Yeni Adı

 

                Eski Adı

 

1990

 

1997

 

Kemalpaşa

 (Bucak Merkezi )

 

Akdere (1990 yılından sonra köy olmuştur.)

 

Çamurlu

Dereiçi

 

 

Gümüşdere

(1990 yılından sonra köy olmuştur.)

Karaosmaniye

Kaya köyü

Kazimiye

Köprücü

Liman

Osmaniye

Sarp

Üçkardeş

 

 

TOPLAM

 

Noğedi/Makriali

 

 

 

 

 

Çançahuna

Maiskiopute/Maeskiofute

Maiskiopte/Maneloğli

 

 

 

 

 

Şana/Pşana/Mşana

Hemşiluği

 

Limani

 

Sarpi

Sumcuma

 

2.658

 

 

---

 

 

669

218

 

 

---

 

 

919

944

378

1.314

291

699

749

215

 

 

9054

 

3.742

 

 

182

 

 

647

168

 

 

224

 

 

214

631

281

967

216

480

447

189

 

 

8388 (28)

Göründüğü gibi yörenin nüfusu göç nedeniyle azalmaktadır.
 
 
 
 
   Yörenin olağanüstü güzelliğinden dolayı büyük turizm potansiyeli var.hem de  Kemalpaşa ve çevresinbde birçok tarihi eser bulunmaktadır. Bunlardan biri kilise katındadır.M.vanilişi ve Tandilava’ya göre Makriali’de zumbaiaların evi yakınlarda iyi korunmuş kubbeli, büyük bir kilise, çevresi surlarla çevrili bu kilisede yazılar ve resimler sökülmüş , dökülmüş. Yanıbaşındaki iki katlı bir çan kulesi duruyordu.alt kat ahır olarak kullanılıyordu. 29

   Deniz kenarındaki bu kiliseyi  bundan yaklaşık 100 sene önce  Z. Liozen de ziyaret edip incelemiş. Z. Liozen’e göre kilise surlarla çevriliymiş ve yanında iki katlı kulesi de varmış.araştırmacıya göre kilisenin yaklaşık 5 metrelik baş bina (ana yapı) gotik tarz eserdir.

   Kilisenin hemen kuzeyinde diğervyapı da varmış.surların kuzeydoğu köşesinde eski kulenin kalıntıları vs. mevcutmuş.

   Z.liozen’in  bilgilerine göre bazı şahıslar orada eski maden paraları bulmuşlar.
Ama kendisi bu paraların izine rastlamamış. Araştırmacının izlenimlerine göre insanlar bu kilisenin korkuyorlardı. Onların inancına göre  bu kiliseye kargaya binen parlak  gözlü şeytan  gelirmiş.

   Z.Liozen bu batıl itikatın nedeni ancak korkakların korkularıydı. Ancak bu sözler araştırmacı için pek de inandırıcı olmamıştı.30

Araştırmacı İ. Siharulidze’yegöre bu olayın nedeni Lazların  atalarının  ibadethanesine olan duygularının transformasyonundan kaynaklanmış olabilir.31
Kemalpaşa’da konuşulan bir rivayete göre efsanelere konu olan Medea’nın kızkardeşi bu kilise de gömülmüştür.

   Hasan Ağa’nın 1874’te Dimitri Bakradze’ye anlattığına göre Kemalpaşa’nın çevresi ve ormanında çeşitli kilise kalıntıları da varmış.32

   M.Valisi ve A.Tandilava bir başka kiliseden de bahsediyorlar: “Noğedi köyünde bulunan Laz Ortodoks Kilisesi ise Osmanlı saldırılarından nisbeten az zararla kurtulan binalardan biridir. Bugün bile bu yapının sadece kümbet kısmı çökük bulunmaktadır. İç  duvarlarındaki azizlere ait renkli resimler, freskler bugün sağlam durmaktadır.1931yılında görüştüğümüz bu köy halkından 78 yaşındaki Mustafa Papaskir (Papaoğlu) bize şunları anlattı :

   “Biz Lazlar önceleri Megrelmişiz, Hıristiyanmışız.Ğormot(Allah) öyle buyurmuş, üzerimize Müslüman askerleri göndermiş. Bu askerler bizi gavurluktan (Dinsizlikten)
Kurtramış. Bu kiliseyi yıkmışlar, Kavak dibine cami yapmışlar.  Bu hikayeyi babam kendi dedesinden dinlemiş. Babamın dedesi bu kilisede ibadet eden Hıristiyan Lazmış önceleri. Torununa bunu böyle anlatmış. Bu kilisenin formu tamamen sağlam kalmıştır. Çok kalın ve sağlam duvarlarını yıkmaya gücü yetmemiş.Bir de bu kilisenin yıkılışı sırasından köyün ileri gelen (Tavadi) beyi Zambaia buna engel olmuş. Zumbaia’nın  torunları bugün Noğedi’de yaşamaktadırlar.33
 
 
   Kemalpaşa ve çevresinde (Örneğin Köprücü Köyünde )yapım tarihi bilinmeyen “Kii Hinci” yani kemerli köprüler de bulunmaktadır. Köprüleri bazı taşları (Muhtemelen yazılı taşlar) sokulmuştur.Bu köprüler Rize, Artvin ve Acara’daki köprülere (Gürcüstan’da bu köprülere “Tamara Köprüleri “derler ) benzerlik göstermektedirler.
Kemalpaşa ve çevresinde bugüne kadar ciddi bir araştırma yapılmamaştır. Tarihi eserler, konuşulan dil, yer adları, gelenekler ve folklor araştırılırsa bir çok zenginlik ortaya çıkabilir.

   KEMALPAŞA, Artvin İlinin Karadeniz kıyısına yerleşik şirin bir beldesidir.Tarihine bakıldığında bir   çok medeniyetlere kucak açtığı görülmüştür.

   Tarih boyunca "Makriyali" adıyla bilinen Kemalpaşa, Cumhuriyetin ilanından sonra, Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu M.Kemal Atatürk 'ün adına atfen "KEMALPAŞA" adını almıştır.

   Kemalpaşa ilk defa M.Ö.680 yılında İskitler tarafından yerleşim alanı olarak kullanılmaya başlamıştır. M.Ö. 415 yılları arasında Bizanslıların istilasına uğramıştır. 1490-1512 yılları arasında Yavuz Sultan Selim'in Trabzon Valiliği sırasında, Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğine girmiş ise de bir dönem Safeviler'in daha sonrada Gürcülerin denetimine geçmiştir.

   1509 yılında Yavuz Sultan Selim Hopa ve yöresini Osmanlı İmparatorluğuna katarak, Rum-Pontus hükümdarlığına son vermiş ve Batum'daki Gonye kalesini fethederek Hopa'yı Gonye Sancağına bağlamıştır. Adını ise Acemce Güzel anlamına gelen "Hop" koymuş "Hop" zamanla Hopa'ya dönüşmüştür.

   1551 tarihinde kesin olarak Osmanlı hakimiyetine giren Artvin ve çevresi Ardanuç Sancağı olarak teşkilatlandırılmış daha sonra Livana Sancağı haline getirilerek babadan oğla geçmek suretiyle; Livana, "Yurtluk ve Ocaklık" Ardanuç, ise "Zeamet ve Tımar" olarak verilmiştir.

   Lala Mustafa Paşa tarafından 1578 yılında fethi sonucu, merkezi Ahıska olmak üzere Çıldır Eyaletinin kurulması ile bu eyalete bağlanan Hopa İlçesi 1829 da Çarlık Rusya'sı ile yapılan Edirne Antlaşması ile Ahıska'nın bu ülkeye verilmesi neticesinde Trabzon Eyaletinin bir sancağı olan Batum'a Hopa ile birlikte bağlanmıştır. 1877-1878 de 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı - Rus Savaşı sonunda imzalanan Kars-Ardahan Anlaşması ile Ardahan ve Hopa Kemalpaşa bucağına kadar, Batum dahil olmak üzere Rize Sancağına bağlanmıştır.

   1915 yılında bölge Ruslar tarafından tekrar işgal edilmiş, I. Dünya Savaşına kadar süren bu işgalde yerli halk "Teşkilat-i Mahsusa" çerçevesinde örgütlenerek direnişe başlamıştır.

   17 Ekim Bolşevik İhtilali'nin ardından Rusların bölgeden çekilmesi sonucu, yeni Sovyetler ile 18 Aralık 1917 tarihinde imzalanan Erzincan Mütarekesi uyarınca 17 Aralık 1918 tarihinde İngilizler tarafından işgal edilip Gürcülere devredilmiş, 22 Şubat 1921' de Gürcülere verilen Ültümatom sonucu nihai olarak Türklerin denetimine bırakılmıştır.
       
 
   31 Mart 1918 de Brest-Litovsk Anlaşması sonucu, Ruslar Kemalpaşa-Hopa yöresini terk etmiş ve 14 Mart 1921 de Kemalpaşa-Hopa Milli sınırlarımıza dahil edilmiştir.

   1936 yılından sonra, Hopa Artvin İline bağlanan Kemalpaşa da 51 yıl süre ile Bucak (Nahiye) statüsünde idari yapıyı devam ettirmiş iken, sonradan bucak müdürlüğü kadrosu kaldırılarak köy statüsüne dönüştürülmüştür. Beldenin 1987 Yılına kadar Köy Muhtarlığı olarak idari yapısı devam etmiştir.

   Coğrafi yapısı, nüfus yoğunluğu sosyal ve ekonomik durumu, turizm potansiyeli, Ticari cazibe merkezi olma özelliği de dikkate alınarak bir referandum neticesinde, 24.12.1987 tarih ve 87/34086 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına itsinden, 26 Mart 1989 tarihinde, ülkemizin genelinde yapılan Genel Yerel Seçimler Sonucunda Belediyesine kavuşmuştur.

    Kemalpaşa Beldesi, bağlı bulunduğu Hopa ilçe merkezine 14 km uzaklıkta olup,köyleri ile birlikte yaklaşık on bin nüfuslu bir yerleşim birimidir. Sahil kesiminde yer alması ve buradan geçen Sarp-Samsun transit karayolu ile diğer büyük yerleşim yerlerine ve Bağımsız Devletler Topluluğuna kara yolu ulaşımı, sağlanması itibarı ile kasabanın önemi bir kat daha artmıştır.

   Kemalpaşa, mevcut yerleşim birimlerinin ilk merkezi olma fonksiyonu yüklendiğinden, sonuç olarak, eğitim-öğretim, sağlık, ticaret ve ulaşım aktiviteleri nüfusa göre oldukça gelişmiştir. Kemalpaşa'nın ana geçim kaynağını Yaş(Yeşil) Çay Yaprağı üretimi teşkil etmektedir.Bu tarımsal üretime paralel olarak, yöre için oldukça önemli ekonomik değere sahip Devlet Çay Fabrikası kurulmuştur. Çay yaprağı ile elde edilen gelir aileyi geçindirebilecek düzeyde değildir.

        Yerleşim,bölgenin coğrafi yapısı gereği çok dağınıktır. Bununla birlikte sahilde düz alanlar boyunca kentsel yerleşim belirgin bir farklılık göstermektedir.

   Kemalpaşa'da İmar Planı yapılırken, Doğu Karadeniz Bölgesinin tipik özelliği olan arazi azlığı göz önüne alınarak tarım alanlarına oldukça geniş yer verilmiş, çevrenin yerleşim konumundaki yoğun yapılaşma sonucu, Şehir İmar Planı, tarım alanları değiştirilerek, şehirsel yapılaşmaya uygun hale getirilmesi zorunluluk halini almıştır.

    Belediyenin bu yöndeki çalışmaları hızlandırılmış olup, yerine getirilecek Alt-yapı hizmetlerinde bu rasyonel çözümlemeye paralel olarak yürütülecektir.

   Şehir İmar Planını, 50 yıl sonrası düşünülerek, nüfusun sürekli artacağı, yapılaşmanın yoğunlaşacağı, turizmin hızla gelişeceği, göz önünde tutularak geliştirilecektir.

   Kemalpaşa'dan geçen transit kara yolu güzergahında trafik akışı yoğunluğunun önlenmesi, trafiğin rahatlayabilmesi bakımından beldenin yerleşik sosyal, idari, ticari tesislerinin kuruluş ve faaliyet alanlarının iç kesimlerinde konuşlandırılmasına özen gösterilmektedir.

   Transit geçen turizm trafiğinin Kemalpaşa'da konaklamasını sağlamak açısından kara yolu çevresinde müsait bölgelerde otopark ve ticaret alanları (otel-motel vs.) yerleştirilmesi planlanmaktadır.

    Kemalpaşa sahil şeridi deniz ve yat turizmine oldukça elverişli temiz ve uzun bir kıyıya sahiptir. Sarp Sınır kapısına 4 km gibi kısa bir mesafede bulunması ve Bağımsız Devletler Topluluğundan gelen turistlerin ilk uğrak yeri olması nedeniyle ticari ve turistik konumu daha da artırmaktadır.

        Bu nedenle, Kemalpaşa'nın eğitim, sağlık, sosyal, kültürel, turizm ve ticari alanlarda geliştirilmesi özellikle ticaret ve turizmin gelişmesiyle büyük bir gelir kaynağı olarak ülkemizin ekonomisine de destek sağlayacağı göz önüne alınarak bu hizmetlere yönelik belediye projeleri teknik ve finans açısından merkezi idare tarafından desteklemelidir.
Araştırmacı yazar Ali  NOĞEDİ’nin   araştırma ve tespitleri aynen yukarıya aldıktan sonra ; Yalçın EMİRALİOĞLU’ nun Belediye Başkanlığı döneminde, Kemalpaşalı hemşerimiz Zonguldak Senatörü Sayın Behiç SONBAY ile birlikte  Belediyenin oluşumu ve sosyal yapısı da göz önüne alınarak ; coğrafi yapısı ve konumu itibariyle ilçe olmayı çoktan hak etmiş olan Kemalpaşa’mız için  her yaşama döneminde kanun teklifleri hazırlanarak TBMM ‘ ye önergeler verdirilmiş ancak;  çeşitli düşünceler sonucu gerçekleştirilmemiştir.
            Esasen Kemalpaşa Beldesinin ilçe olmasında zorunluluk vardır. Bağımsız Devletler Topluluğuna açılan sınır kapısı hareketlilik bakımından Türkiye’nin 2. Büyük sınır kapısı olması Güvenlik Sağlık konusunda yeterli hizmetin yerine getirilmemesi gibi sebepler ilçe olmayı zorunlu hale getirmektedir.
            Temennimiz 30 Mart 2014’ te yapılacak olan yerel genel seçimlerden sonraki ilk yasama döneminde teklifimizin yasa hale dönüşeceğini tüm Kemalpaşalılar olarak beklemekte ve umut etmekteyiz.
 
 
KAYNAK              .
ALİ NOĞEDURİ  
Eseri düzenleyen 
 
 
 
 
 
 
 
DİPNOTLAR
  1. 1.      Panaretos M., ‘Trabzon Vakayinamesi’ Yunanca metni ve Gürcüceye tercümesi A. Gamklidze tarafından yapılmıştır. ‘Gürcüstan ve Kafkasya Tarihi Belgeleri’ Sayı 33, Tbilisi, 1960, s.3842.
  2. 2.      Aynı yer.s. 80.
  3. 3.      Bucaklişi İ.A., Uzunhasanoğlu H., Lazuri- Turkuli Nenapuna, Lazca-Türkçe Sözlük, İstanbul ,1999, s.304
  4. 4.      Vanilişi M., Tandilava A., ‘Lazların Tarihi’ Gürcüceden çeviri Hayri Hayrioğlu İstanbul ,1992 s.43
  5. 5.      Anabritannica Genel Kültür Ansiklopedisi cilt 15, İstanbul 1994,s.430
  6. 6.      Siharulidze İ., ‘Çaneti’ ,Batumi ,1977 ,s.30
  7. 7.      Vanilişi M.tandilava A., … s.39
  8. 8.      Panaretos M., … s.38.
  9. 9.      Aynı yer. S. 42.
10. Avalişvili Z. ‘Harçlık Zamanında’ Tbilisi ,1989, s. 94
11. Vanilişi M., Tandilava A., … s.43
12. Aynı yer s.46
13. Özgün M.R ‘Lazlar’ , İstanbul ,1996, s.69, 193.
14. Siharulidze İ., … s.10-11.
15. ‘Gürcü Hukuk Eserleri’ , c.3. s.938-939., Lomsadze Ş., ‘                             Samtshe-Cavaheti’, Tbilisi, 1975, s.300
16. Vahuşti Batonişvili ,’Gürcüstan coğrafyası’ 1. Kitap ,Samtshe, Tbilisi , 1892, s.45.
17. Vanilişi M., Tandilava A., … s. 59.
18. Lomsadze Ş. ‘Geç Ortaqçağ GFürcüstan Tarihinde.              Ahaltsihe Vakayinameleri ,Tbilisi ,1979 s.26
19. Vanilişi M. Tandilava A., … s. 60-61
20. Aynı yer. S.62-63
21. Aynı yer. S.64-65.
22. Liozen Z.’Rusya Lazistanı’nın  Sahili’, İKOİRGO C.XVII ,3. Kitap, Tbilisi , 1905-1907. S.161, Siharulize İ., ‘Çaneti’, Batumi, 1977, s.47
23. Nişanyan S., Nişanyan  M., ‘ Karadeniz . Meraklısı  için Gezi Rehberi’ İstanbul, 2000, s.127.
  1. 24.  Anabritannica Genel Kültür Ansiklopedisi , … s.430
25. Kartozia G. ‘ Lazca Metinler ‘ c. 2 Tbilisi , 1993 s. 353-354.
26. Siharulişdze İ., … 42-44.
27. Kartozia G., … s. 354
28. www.artvin.gov.tr ,20.06.2003
29. Vanilişi  M. Tandilava A., …s. 62
30. Liozen Z., ‘Rusya Lazistanı’nın  Sahili’ , İKOİRGO ,c. XVII, 3. Kitap ,Z., ‘Rusya Lazistanı’nın  Sahili’ , İKOİRGO ,c. XVII, 3. Kitap ,Z., ‘Rusya Lazistanı’nın  Sahili’ , İKOİRGO ,c. XVII, 3. Kitap , Tbilisi , 1905-1907 s. 152 , Siharulidze  İ., ‘Çaneti’ Batumi, 1977 s.48
31. Siharulidze İ., … s.48.
32. Bakradze D., ‘guria ve acara ‘ya  arkeolojık seyahat’, Batumi, 1987, s.30
33. Vanilişi M. Tandilava A., … s.112. 
  
12915 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Saat
Üyelik Girişi
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339